28 Haziran 2012 Perşembe


Gecenin en olmadık anında, gözlerinizden süzülüp yüreğinizin üzerine düşen yaş, üzüntünüzün resmidir. Yüzyıllardır süre gelmiş olan mutluluğu betimleme isteğinden çok daha zordur tarifi. Anlatamazsınız çünkü. İçinizde bulunduğunuz durumu ve bu durumun size olan zararını görebilen tek kişi sizsinizdir. Sizin üzülüp ağladığınız şeyler muhakkakki başkalarına göre saçmadır. Ve siz gecenin bir yarısı, gözlerinizden yaşlar usul usul akarken, içinizin acısını dindirmek için çabalarsınız. Neden ağladığınızı bilirsiniz elbet, ancak "niye?" sorusuna verilebilcek bir cevabınız yoktur. Umrunuzda olan, hassas olduğunuz noktalarda kanatılmaktır size ağır gelen. Ve bu hassas noktalarda gerçekleşen can acıtma eyleminin bir özrü olmadığını bilmek daha da hırslandırır sizi bu ağlama konusunda.
Siz mutsuz olmayı seçmezsiniz, bu kararı sizin yerinize mutlaka bir başkası vermiştir. Ve siz sizin yerinize verilen bu karara boyun eğmek dışında bir şey olmadığını da bilirsiniz. Çünkü elinizde gülümsemeye yetecek nedenler bulamazsınız. O nedenler usulca ellerinizden alınmış, yerine asla anlatamayacağınız yaşlar verilmiştir. Sıcacıktır bu gözyaşları... İçiniz kadar sıcak ve bir hayli taze... Mutlu olmak için  sizin haricinizde en az bir kişiye daha ihtiyaç duyarsınız, ancak ağlarken ve bir o kadarda mutsuzken yalnızsınızdır... Yalnız ağlamak zorundasınızdır, çünkü bu bir kuraldır. Sorgulayamazsınız. Ağlama nedeniniz ne olursa olsun, canınız acıdığı içindir. Canınızı acıtan bunun farkındaysa şanslı insanlardansınız. Ancak bunun nedenini anlamıyor ve bu eyleminizi gereksiz görüyorsa şanssızlığın dibine vurmuşsunuzdur. Bir de bu acıyı tek başına atlatmaya çalışmak vardır ki... Ona değinemiyorum bile.
Gözyaşlarınız usulca akar... Onlar o yolu çok iyi biliyordur çünkü. Siz de onlara alışkınsınızdır. Belki de tüm alışkanlıklarınızdan daha da ağırıdır bu; Gözyaşlarınıza alışık olmak. Ve bir de gözyaşlarınız yüzünden defalarca suçlanmak. Herkes ağlamanızı saçma bulur. Ama kimse canınızı bu denli acıttığını kabul etmez. Herkes sizi güçsüz görür , ama kimse o an neler hissettiğinizi merak etmez. O an kendinizi ne kadar aciz, ne kadar kandırılmış ve ne kadar küçük gördüğünüzü bilmez. Kendinizden nefret ettiğinizi, ağlarken daha da yaralarınızı deştiğinizi bilmez. Onlar sanırki, siz nedensiz yere ağlıyorsunuz. Ağlamak, bir duygunun dışa vurumudur. Nasıl nedensiz yere gülemiyorsak, nedensiz yere de ağlayamayız. Bu kabul edilmeyen gerçeği siz çok iyi bilirsiniz... İnsan alışık olduğu her şeyi iyi bilir çünkü...
Ve siz gecenin bir saati usul usul ağlarken , canınızın ne derece acıdığını kimse bilmez.
Yalnız ağlarsınız.
Yalnız acır canınız.
Yalnız uyursunuz.
Yalnız uyanırsınız.
Mutsuzluk da iki kişiyle yapılan bir eylemdir. Ancak bedelini tek kişi ödersiniz.
Bu böyledir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder