12 Haziran 2014 Perşembe

Yoruldum

"Rahmin kadar konuş diyorlardı bana
Hamile kalıyordum oysa durmadan roman kahramanlarından"
                                                                                Didem Madak

İçimdeki acının önüne geçebilecek kadar yazım kurallarını bilmiyorum. İçimdeki sızıyı dindirebilecek kadar bilgim yok noktalama işaretlerinden.  Yazının bundan sonrasını içime bırakıyorum. Çünkü hiçbir kural dindirmiyor içimdekini.


       Yoruldum. Annemin bana ilk öğrettiği emeklemek değilmiş meğer; yürümek de değilmiş, koşmakmış.  Önümde yollar olduğunu bilerek koşuyordum, bir de baktım gittiğim yollar önümdeki yolları da geçmiş. Yolda gördüğüm, tanıdığım herkesi kalbime almak isterken, kalbimde kendime kadarlık yer kalmamış. Aylar önce kurulmuş bir cümlenin sızısı hala yüreğimde. "Git" diyor bana "git".
       Aklım mantığım almıyor hala o cümleyi.
       Bazen giderken de kalırmışız. 

     Hızla yazılmış bir paragraf gibiyim. Kuralsız, özensiz, düzensiz. Her satırımda bir hüzün saklı.
 "Ne olur konuş benimle, rüyadayım ve birazdan uyanacağım, ne olur konuş"
   
Suyunu değiştirmeyi unuttuğun bir vazonun içindeki çiçektim ben, kurudum. -Dokunsan döküleceğim. Parça parça olacağım. Bir rüzgarla beraber savrulacağım!
   Bir valizle kalkıp gittim yüreğinden. Sığamadığım tüm evlerden gittiğim gibi!
"Ne olur konuş benimle, rüyadayım ve birazdan uyanacağım, ne olur konuş"

   
Yoruldum.
Çok yoruldum.
Ben hayatımı durdurmak istiyorum.



Bulut.