11 Haziran 2012 Pazartesi

Benim kahkahalarım...

En azından sahip olmam gereken her şeye sahip olduğumu biliyorum. Biraz eksikte olsa, hayatımda sevdiğim ve yerini asla değiştirmeyeceğim şeyler var. Onlarla var olmayı ve onlarla mutlu olmayı öğrendim. Ancak şu var ki son 1 aydır bende eksik olan şeyi de görmezlikten gelemiyorum artık...
Benim kahkahalarım vardı bir zamanlar. Aklım beş karış havadaydı, sorumluluk nedir bilmezdim, hayatım dışarıdan bakıldığında tek düze ve sıkıcıydı, mutlu olacağım en ufak bir olay dahi yaşanmıyordu gün içinde. Okul ve ev arasında gidip geliyor belki çok canım isterse dışarı çıkıp bira ya da kahve içip tekrar eve geliyordum. Müzik dinliyip yazı yazıyor, film izliyor ve ertesi gün yine aynı tek düzeliğe geri dönüyordum. Ama gülümsemeyi ve kahkaha seslerimi ihmal etmiyordum gün içinde. Gözlerimden yorgun olduğum belli olurdu, ki ben hep uykusuz ve yorgunumdur. Hiçbir zaman tam anlamıyla uykumu aldığım söylenemez. Beni gören , beni tanıyan ve konuştuğum herkes bilir ki benim hep uykum vardır. Bu yaklaşık 20 senedir böyledir. Ancak uykulu kahkahalarım ve neşem her şeye değerdi o zamanlar...
Şimdi bakıyorum kendime, mutlu olup olmadığımı sorguluyorum bazen, evet diyorum ben mutluyum, sahip olmam gereken her şeye sahibim ve sahip olduklarımı değiştirmeyi bir an bile düşünmüyorum. Çok sevdiğim bir sevgilim, güzel bir ailem, içinde ait olmaktan mutluluk duyduğum bir evim, vazgeçemeyeceğim dostlarım, çocuklarım gibi değer verdiğim kitaplarım ve hayallerim var. Bir insan daha başka ne isteyebilir? Ya da neye sahip olabilir? Evet... Huzur ve sağlığa. Sağlığımda abartılacak kadar büyük problemler yok şuan. Ancak bazen vücudum beni öyle zorluyor ki... Günlerce uyumak ve yataktan çıkmamak istiyorum öyle günlerde. Hele ki şuan havalar bunca sıcakken, daha da zorlaşıyor benim için bir şeyler. O zorlamasa bu sefer huzurumun eksikliği batıyor gözüme. Bir insan bir çok şeye sahip olduğunda , huzuru her an olmayabiliyormuş.Kaybetme korkusu, ayakta tutma hırsı, karşındakini mutlu etmeye çabalama, sahip olduklarını elinde tutmak için çabalama, gelecek kaygısı da çok yoruyormuş insanı...
Geleceğimi düşledikçe hem heyecanlanıyor hem de huzursuzlaşıyorum. Ve bunca düşünceliyken de ister istemez durgunlaşıyorum.
Artık eskisi gibi gülmüyorum. Eskiden mutlu değildim ancak gülüyordum, şimdi çok mutluyum ama eskisi kadar sık duyulmuyor kahkaha seslerim. Bu garip çelişkilerin arasında sıkışıp kalıyorum çoğu zaman. Çocukluğumdan beri sahip olduğum ve aslında sahip olmaktan gurur duyduğum özelliğim olan kaçıp gitme arzusu daha da yükseliyor böyle günlerde. Gariptir ki böyle anlarda tek olmayı düşünmüyorum hiç. Bir insan aşık olduğunda hep böyle mi olur? Bütün hayallerinin içine sevdiği insanı da mı sıkıştırır? Ben yapıyorum bunu. Bir yere gidip onunla nefes almayı istiyorum sadece. Nefes alamadığım anlarda hep o olsun istiyorum çünkü. Bu kargaşanın tam ortasında şımarık bir çocuk gibi eksiklik ve fazlalıklarımı tartarken nefesim kesildiğinde hep o olsun istiyorum ellerimden tutan. Göğsünde yatmak ve huzurla uyumak istiyorum işte... Kavgadan, gürültüden uzakta. Bütün korkularımdan arınmak istiyorum... Geleceği düşünmemeyi istiyorum.
Kahkaha seslerimi tekrar hatırlamayı istiyorum.
Çok mu şey istiyorum?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder