19 Mart 2013 Salı

Bir Şiirin Yüreğinde

- "Gövde göz altındadır, oysa  ruhumuz sereserpe / Seni senden beni benden bağışlar birbirimize"  Haydar Ergülen

Bir şiir düştü dilime... Tadı bildik, eski ama taze. Bir sır çocuk oluyorum  şairin dizelerinde. Aşka terk etmiyorum lakin bu sefer , aşka terk ediliyorum.
Bir anne oluyorum bu şiirde , çocuk oluyorum. Denizci oluyorum özgürlüğün maviliklerinde. Martı oluyorum, insanlara ürkek , gökyüzüne kardeş.
Damağımda kalıyor tadı; hem özgürlüğün hem şiirin. Şiir özgürlük oluveriyor düşümde. Özgürlük bir şiir. Yargılanıveriyorum bir düşbozanın kelimelerinde. Şiir mi suç oluyor gözlerimde yahut özgürlük mü? Aşk mı beni, bizi suçlu kılan ? Hatalar yaptıran, kalpler kırdıran, derinden yaralayan ? Yoksa bir kıvılcım mı yakan... Acıtan... Kanatan.
Bir Can oluyorum aşık bir adamın gözlerinde...
Bir  Su oluyorum o bahçelerde...
Ellerinden tutup gitsem ya maviliklere... Bir sır çocuk olsam ya geleceğinde...
Peki bu özlem niye?




-bulut

15 Mart 2013 Cuma

Kucuk Ruya Buyuk Korku

 Ruyalar... İyi bir sey gordugumuzde olacagina inandigimiz, kotu bir sey gordugumuzde ise hayra yordugumuz yahut inanmadigimiz ruyalar... Freud a gore bilincalti, ruya yorumlarina gore bir olayin habercisi , bizlere goreyse umudun ve umutsuzlugun gostergesi.
 Sizleri bilmem ama benim inandigim , inanip uzuldugum kimi zamansa sevincten icime agrilar girmesine neden olan tanrinin en kucuk gosterileri ruyalar. Bazen bakiyorum her sey kotu gidiyor yalnizca tek bir sey yolunda, hemen o tek tutundugum seyi kaybettigimi goruyorum ruyamda. Elimden aliniyor, icimden aliniyor, icim parcalaniyor ve sesim cikmiyor. Hickirik seslerimi duyuyorum, o korkunun tumunu hissediyorum. Diyorum ya parcalaniyorum. Sabah uyandigimda kendime gelene kadar, islak kirpiklerimle bakiyorum cevreme. Siginiyorum birkac guzel ana ve unutmaya calisiyorum beni uzen goruntuleri... "ruyaydi o'' diyorum. ''O bir ruyaydi, sevdigin ve inandigin her sey hala senin ellerinde, senin icinde'' diyorum. Gecmiyor o korku, gecmiyor o yenilmislik.
 İnsan asik oldugunda hep mi boyle olur? Bir ona mi tutunur? Bir onu mu kaybetmekten korkar boylesine? Uzun suredir , bana gore cok uzun suredir bu korku var icimde. 13 aydir... Biri gelip alacak saniyorum, biri gelip tum mutlulugumu, tum dayanagimi, tum guzel olann yanlarimi alacak saniyorum. Kaybedecegim ve kaybetmekten korktugum her seyimi kaybettim yahut kaybetmenin esigine geldim ben. Ve son tutundugum dali kirmaktan, son umut ettigim ve bana umut vaad eden ve ''ask'' diye seslendigim o adamdan gitmek zorunda birakilmaktan korkuyorum. Size de oluyor mu bu? Sizde gordugunuz kucuk bir dusten korkup hayal ettiginiz duslerin elinizden alacagina mi inaniyorsunuz? Bir ben degilim degil mi bu korkak?
 Hayat...
Ellerime umutlar yagdiran sonra ayni umutlari bir ruzgarla yerle bir eden, ama icime hep bir korku ve o korkunun icine umut ekleyen hayat... Tutundugum son dali alma olur mu? Birak ona tutunup nefes alayim... Birak birazda ben mutlu olayim.



-bulut

4 Mart 2013 Pazartesi

Sessiz huzun. Sessiz ciglik.

Bir kosede hayata tutunmaya calisiyorum. Bir yerden devam etmeye cabaliyorum. Ama cabaladikca batan, cirpindikca su yutan,su yuttukca nefes alamayan o kisi benim... Birileri tarafindan degil, bariz hayat yuzunden sinanan, sinandikca yanlislar yapan, yaptikca yok olan o kisi... Cunku hala umutlu ve hala istekliyim.
Ama dayanamiyorum. Ben dayanmaya , ayakta durmaya calistikca, hayallerimdeki gibi yasamaya calistikca, kaderde benimle birlikte yarisiyor. Benim ugrastigim her seyi kenara itip, daha onemli meseleler cikariyor karsima.
 Ben babasiz buyuyen kizlardanim. Sokakta kosup dustugu icin yaralanan, sonra o yaralari babasina opturup geciren cocuklardan olmadim ben. Babasi yuzunden dusen, yaralanan,kanayan ve o yaralari sokaktakilere gosterenlerden oldum hep. Istekleri onune serilip, "al yasa! mutlu ol" denilenlerden degildim. Isteklerim icin, mutlu olmak icin hep cabaladim. Zor zamanlarim oldu... Ama atlattim. Annem vardi benim... Hayattaki en buyuk mucizem, en buyuk dayanagim ve en buyuk sebebim o oldu. Universiteyi kazanip sehir disina gittigimde, ilk yaptigim yemek yanip agladigimda, dayanamiyorum dedigim her noktada o vardi. Iki senenin sonunda hayallerimi hatirlayip, "ben daha iyi bir hayat istiyorum" deyip, geri dondugumde, kimse yanimda olmayip beni "simarik" buldugunda, hayatta en cok deger verdigim dostlarim birer birer gittiginde, kalp kiriklarim buyuyup beni bambaska ve taniyamadigim, tanismaktan cekindigim o insan yaptiginda da o vardi...
 Sonra yeni bir sinav koydu hayat onume. Onu benden almak istedi, ona aci cektirdi... benim
sirtimi, hayatimi, mutlulugumu dayadigim ilk ve tek insani da almak istedi benden. Kabul etmedim, yakistiramadim hic ona bu hastaligi... O anneydi. Anneler hastalanamazdi. Anneler cocuklarini yalniz birakmazdi. Herkes gidebilir, herkes beni durduk yere uzebilir, beni aglatabilir icimi acitabilirdi... Ama annem hep vardi ve hep olmaliydi.
 Zor bi cocuktum ben, zor bir kardes, zor bir arkadas ve zor bir sevgili... Icinden cikamadigim ve kimseye yukleyemedigim kirginliklarim vardi. Kirildikca kirar ve bu yuzden de yalniz kalirdim... Hic istemesemde , yalnizligima sarilir aglardim ama annem her seyu kolaylastirirdi. Guc verirdi.
 Simdi korkuyorum ve herkes korkmamam gerektigini soyluyor. Kimse nasil oldugumu, neden boyle oldugumu sormuyor. Insanlar "buyutme" diyor. Beni buyuten tek insani kaybetmeye yakin oldugumu kimse gormuyor... Herkes sadece felaketlere uzuluyor. Ama benim felaketimin "kaybetme korkusu " oldugunu kimse gormuyor. Hep oldugunu bildigin, hep varligini hissedip , seni ayakta tutan o seyin bir gun gidebilecegini gosteren hayata olan kizginligimi kimse anlamiyor.
 Hayat oyle zor ve yipratici ki...
Hayat oyle cok almayi seviyor ki..
Hayat beni yalniz birakmak icin oyle ugrasiyor ki...
Uzuluyorum...
-bulut.