17 Ağustos 2014 Pazar

İnsan En Çok Kendini Özlüyor

  " Sevgili 30 yaşım,
    Sana bu mektubu sekiz yıl önceden, yirmi üç sandığım, yirmi iki yaşımdan yolluyorum. Muhtemelen sen de otuz sandığın yirmi dokuz yaşından okuyacaksın. Umarım her şey yolundadır, çünkü bugün hiçbir şey yolunda değil... "
 diye başlayıp, devam ettim yazmaya. Bir sigara yaktım, sonra bir sigara daha... Biraz kahve içtim, sade. Biraz müzik dinledim. Biraz güldüm. Biraz ağladım.  Her şeyden "biraz" ama. Öyle söylüyordu Turgut Uyar : " 'her şeyden biraz kalır' diyordu hayat" diye. Bozmadım. Her şeyden biraz yaşadım, her şeyden biraz yazdım, her şeyden biraz kaldı.
 Ah Muhsin Ünlü de girdi aklıma, fısıldadı, "kuşlar ölürlerse yere düşerler" . Yazmaya devam ettim. Yazının sonlarına da ekledim, gözümde yaşla : "Umarım hayat seni çok güçlü bir kadın yapmıştır, bugün yaşadıkların boşa değildi, biliyorum".

İlkokul defterlerimi kaplar gibi, bugünün ve dünün üzerini kapladım. Bazen öyle olur; düşünmek istemezsin. Düşünmek istemediğim günlere açmak için kapadım gözlerimi. Derin nefesler aldım, derin yaralara inat, derinlerimden kendimi buldum çıkardım. Bugün yaşadıklarımı sekiz yıl sonraya gönderdim, yenilendim. Başka dizelere açıp gözlerimi, gülümsedim. En uzun kısama sarıldım tekrar.

'Ne de güzel demiş' dedim, Furuğ Ferruhzad: 
 "Kuş ölür, sen uçuşu hatırla".

'Ve ne güzel demiş' , Sylvia Plath diye devam ettim:

"
”Bir fırtına kuşunu sevmeliydim, seveceğime seni.”

Kendime sarıldım. "Özlemişim" dedim.  Çünkü insan en çok kendini ve kuşları özlüyordu... Ben de öyle.

Özlüyor ve özlüyordum.

Bulut.

2 yorum:

  1. Kaleminden operim. Kus vuralim istersen?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. olmaz ki... "Kuşlarını alıp gidiyor gök".
      Kalbinden öperim.

      Sil