28 Mart 2012 Çarşamba

Sen Öldün


Benim yüreğimden, benim bedenimden  bir başka kadının bedenine doğru geçerken "önce bana sonra bana, sonra tekrar bana bak" diye yalvarıyordu bütüm tümcelerim. Sense bütün kuralları ihlal ederek, bana yalnızca bir kez baktın... Sonra var gücünle koşmaya başladın. Öyle hızlıydı ki adımların, beni daha yolun yarısına gelmeden unutmuştun. Gariptir ki, sen değil ama ben ağır bir aşk kazası geçirmiştim. Olay yerinden  çok uzakta değildin, her şey senin yüreğinde senin bedeninin solunda gerçekleşiyordu. Ben çığlıklar atarak ölüyor, var gücümle sana, sahip olmaktan en mutlu olduğum şeye tutunuyordum. Beni bir hiç gibi , bir piç gibi, sanki cami avlusuna bırakılıp terk edilen çocuklar gibi bırakıp gidiyordun. Ne olduğunu anlamıyor yalnızca bir bedene, bir şefkate ihtiyaç duyuyordum. Sense , bana ne olduğunu bile merak etmeyecek kadar, başka bir bedenin himayesi altına girmiştin çoktan. Kısa bir süre sonra iyileştim, en azından emeklemeye başladım. Yürüyemiyordum. Senin beni bıraktığın yolda ilerlemek can sıkıyordu. Yolu değiştirmeyi istiyordum elbet, ama henüz bunu beceremeyecek kadar küçük ve hissiz hissediyordum kendimi. Beynimin ve kalbimin çelişkilerinde senin isminle yüzleşiyordum hep. Bir yanım sana binlerce beddua ederken, bir yanım kollarını özlüyordu. Beni bütün varlığıyla, sanki hiç bırakmayacak gibi sarmalayan kollarını.
 Teninin kokusunu hatırlayamadığım için kendime kızdığım geceleri hatırlıyorum, nasıl olurda unutabilirdim o kokuyu? Nasıl olurda hafızamın bir yerine kaydetmezdim. Nasıl olurdu nasıl?Allahın belası hafızam her şeyi hatırlıyordu ama bunu nasıl unuturdu? Lanet olası hafızam bütün gereksiz detayları biliyordu da senin kokunu nasıl bilmiyordu? Hatırlamıyordum işte, ve asla hatırlamayacaktım. Biliyordum. Ama hatırlayamadığım o kokuyu deli gibi özleyecektim. Bunu hissediyordum. Ve dahasıda vardı. Günlerce , haftalarca, saatlerce senin yokluğunu kabul ettirmeye çalışacaktım kendime. Becerecektim biliyorum. Senin benim hayatımı becerdiğin gibi, ben de bunu becerecektim... Ama kolay olmuyordu işte rüyalar, hayaller, düşler, sanrılar... Hepsi aynı anlama yahut aynı kapıya çıkıyordu ama, hepsi bambaşka hisleri yaşamamı sağlıyordu. Sabahlara kadar senin yüzünden acı çekiyordum. Sabah olunca hiçbir şey olmamış gibi devam ediyordum. Ama her gece o lanet olası yatağa girdiğimde, yanımda uyumadığını gördükçe küfürler yağdırıyordum. Bilsen ne zordu o dönemler.
  Sonra yürümeye başladım. Senin beni bıraktığın o yolda, yürümeye. İnanır mısın, yürümeyi unuttuğumu fark ettim o gece. İlk önce hangi adımı atmalıydım? Sen benden bütün gücünle uzaklaşırken hangi adımını atmıştın ilk? Sağ mıydı sol muydu? Solunu düşünmediğin aşikardı. Fakat sağda değildi biliyordum, eğer öyle olsaydı sağ kalırdım bedeninde. Can çekişmezdim çünkü. Ben de baktım yürüyemiyorum, koşmayı denedim. Başardım biliyor musun? Senden nefret ede ede koşmaya başladım. Sen de koşarken nefret mi etmiştin benden? Madem etmedin, neden o kadar hızlıydın benden giderken?
  İyileşiyordum. İyileşecektim. Ben herkesin dediği gibi çok güçlüydüm. Adını hafızamda nefretle özdeştirdim. Buna inandım, inandırdım yahut inandırıldım. Mütemadiyen seni hala özlüyordum, ve özleyecektim. Ama beni bıraktığın o yolu hiç sevmedim... Sevemedim. Oraya gitmemeye ,o günleri yaşamamaya gayret ettim. Derken, rüyalarıma girdin... Allahın belası bütün hislerim seni deli gibi özlediğimi fısıldadı durdu bana. Merak ediyorum,benim bedenimden başka bir bedene geçerken önce bana sonra bana sonra tekrar bana baksan, kalır mıydın? Merak ediyorum,benim bedenimden başka bir bedene geçerken için hiç mi sızlamadı? Hiç mi düşünmedin? Eminim, şuan mutlusundur... Hayallerinde ya da gerçekte kiminle sevişiyorsundur kimbilir? Benim kokum geliyor mudur burnuna? Hatırlıyor musundur beni? Merak işte... Ama emin olduğum bir şey var, o filmi her izlediğinde aklına ben geleceğim. Ve sen o filmi her izlediğinde içini sızlatan, o vicdan azabının sebebi ben olacağım. O zaman, on saniyelikte olsa anlayacaksın , sen öldün Leon.

-Ve bu daha ilk ölüşün...
 14.11.11
CansuBulut

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder