29 Mart 2012 Perşembe

Özledim


İyi değilim sevgilim...
Bu sabah daha da özledim kokunu. Daha da özledim kollarını. Soğuk buralar biliyorsun, sıkıca sarılıp sana, öyle uyanmak istedim bu sabah. Beni ısıtmanı istedim. Gözlerimi açtığımda yanımda olmasını istediğim tek insan sendin. Ve korkarım ki, uzun bir süre de sen olarak kalacaksın... Beraber uyandığımız son sabah olduğu gibi, senin kulağıma fısıldamanı istedim adımı... Uyanmadığımı gördüğünde, uyku sersemi bana bağırmanı bile özledim. Sonra hiçbir şey olmamış gibi uyanıp "günaydın sevgilim" diye sana sarılmayı istedim  en çok. Uyku kokan tenine sarılmayı,uyku kokan tenini öpmeyi,uyku kokan sevgilinin verdiği masumiyeti özledim.Sabahın verdiği sinirle hiç konuşmadan durmalarımızı özledim. Sabahları kimseyle konuşmayı sevmem ben, seninle konuşmayı sevmemeyi özledim... Sigara içmeden kendime gelemem örneğin, senin yanında kendime gelememeyi özledim. Uykumu alamadıysam eğer, gülmem bile... Yanında gülmemeyi özledim. Sende sinirli olursun sabahları bilirim, sinirli halini görüp korkmayı, ağzımı açamamayı, bana gülümsemen için elimden gelen her şeyi yapmaya çalışmayı özledim.Aramızdaki kilometreler canımı yakıyor bazen biliyor musun? İçimi acıtıyor. Günün en olmadık saatinde , en olmadık yerlerde kokunu özlüyorum. Nefesim kesiliyor, gözlerim doluyor ve kendimi onca insanın arasında çaresiz hissediyorum . Daha rüyalarıyla bile savaşamayan ben, kilometrelerle savaşmayı öğreniyorum bugünlerde. Daha gökgürültüsünden bile korkan ben, sensizliğin içimde yarattığı korkuyu bastırmaya çalışıyorum. Nasılda kaybetmekten korkuyorum seni bir bilsen, nasılda korkuyorum kendimden... Senden... Bizden... Aramızdaki sayısını tam olarak bilemediğim ve aslında bilmek de istemediğim kilometrelerden. Şehirler geçiyor aramızdan sevgilim, insanlar, evler, duraklar, kadınlar, adamlar, çocuklar... Yol kenarındaki mola yerleri... Bir kadın ağlıyor o şehirlerde, bir adam özleniyor o şehirlerde, bir çocuk hıçkırıyor o şehirlerde... Hepsi yüreğimden geçiyor , hepsi yüreğimi deşip geçiyor. Daha kendi başına nefes almayı bile beceremeyen ben, sensizliğin nefes kesen saatlerinde yaşamaya çalışıyorum işte.Dilimden düşmeyen adına sarılıyorum, anılarımızı öpüyorum, özlediğim teninin özlemini kokluyorum. Bir bilsen, kendime ne çok acıyorum... Ne de çaresiz hissediyorum. Örneğin tam da şuan da bir şarkı çalıyor yahut öylesine bir cümle kuruyor dudakların... Dudak kıvrımlarını bile göremiyorum ! Herkes, her şey ve aslında hiçkimse , sana bunca yakınken , benim senden uzak olmam kanıma dokunuyor. Sabahları selam verdiğin bakkal amca bile duyabiliyorken kokunu, benim o kokuya hasret kalışlarım içimi acıtıyor. Böyle anlarda daha da sarılıyorum seni özleyişlerime, daha da sıkı tutuyorum onları kollarımın arasında, daha da bağlanıyorum sana. Daha da güçleniyorum biliyorum. Sesinle avunuyorum, sesine aşık oluyorum, nefesini hissedemiyorum ama nefes alışını duyabiliyorum. Seni göremiyorum ama hayal edebiliyorum. Gülüşünü göremiyorum ama duyabiliyorum. Sevgilim... İyi değilim. Seni çok özlüyorum.

-Sinirli olduğunda, her şeyden vazgeçebilecek kadar çaresiz olduğunda, çok mutlu olduğunda, çok mutsuz olduğunda, beni özlediğinde, beni sevmediğini düşündüğünde, kavga ettiğimizde, bana bağırdığında, sana bağırdığımda, uyandığında, uyuduğunda,hasta olduğunda,çok iyi olduğunda, kokumu özlediğinde, ellerimi tutmak isteyip tutamadığında, beni çok sev sevgilim. Çünkü bu  özlem duygusunun olduğu  dünyada, aynı gökyüzüne bakıp iç geçirmek dışında yapabilecek daha iyi bir şeyimiz yok. Çünkü bu allahın belası kilometrelerin arasında sıkışıp kalmak dışında yapabilecek bir şeyimiz yok. Çünkü bu yok etmek istediğim, ama yapamadığım ,kıskandığım,delirdiğim , el ele gördüğüm sevgilileri gördüğümde seni özlemek dışında yapabilecek bir şeyim yok. Seni sevmek dışında yapabilecek hiçbir şeyim yok. Beni çok sev sevgilim. Çünkü bu allahın binkere belasını vermesini dilediğim dünyada senin sevginden başka gerçeğim yok.

Cansubulut.
30.03.12

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder