22 Ağustos 2013 Perşembe

Adam ve Kadın

"Şarap varsa gece güzeldir" dedi kadın toy ve yaşanmışlık perdesinin sıkı sıkı örtülü olduğu sesiyle. Sanki kırk yıllık müdavimliğin içinde kendisine bir yer edinmeye çalışıyormuşcasına telaşlı sesi yankılanırken dolunayda, küçümsedi adam kadını.

Bir şarkı mırıldandı kadın, ürkekliğinin arkasına sakladığı kahpe ses tonuyla. Elindeki kadehi , parıltılı tırnakları ve gülkurusu rengi rujuyla tezat oluşturan ruhunun kıpırtısıyla, sarıldı adama.

Seviyordu adamını... Kirpikleri ıslandı özlemle. Gözleri parlamaya, sesi boğuklaşmaya başladı, küllükte unuttuğu sigarasının dumanı savrulurken rüzgarda.

"Seni göğüs kafesimde saklamak isterdim" dedi dudakları ararken adamının dudaklarını. "Yahut bir kavanozda saklamak..." diye ekledi kadın son yudumunu alırken şarabın.

"Ben seni ne çok sevdim be! Kadın gibi, evlat gibi, annen gibi, kahinatın tek varisiymiş gibi ! Seni bebek kokusu kadar sevdim. Çünkü adam, sen yuva kokuyorsun. Sen bir garip aşk, bir garip sevdalı gibi kokuyorsun. Gözlerinde bir dünya var gibi bakıyorsun! İçtikçe dudaklarımda şarap oluyor beni tanrılaştıyorsun ! Ne de güzel aşık oluyorsun... ve şimdi ne kadar acı gidiyorsun..." Dedi kadın...

Adam gitti.
Adam hep gitti.
Anlatmadı, duymadı, gitti.



Bulut.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder